Bu küçük yer Nevşehir’den 7km uzaklıkta ve hayali Kapadokya’nın üçgenin bir köşesi. Diğer köşeler Ortahisar ve Ürgüp.
Uçhisar, uzaktan bakıldığında başka bir boyutta sanki parçalanmış delikli bir kaya gibidir. Biraz daha yakından bakıldığında taşların içindeki büyüklü küçüklü evler, küçücük sokaklar, dar geçitler ve patikalar görünür.
Dağ Kalesi’ne bugün hala labirent şeklindeki mağaraları, birbirine bağlı olan tünelleri ve dik yokuşları geçtikten sonra ulaşılır. 1950’de bu muhteşem Uçhisar Kalesi’ndeki son aileler de evlerini terk ettiler ve geriye heybetli kale kaldı.
Uçhisar kasabasından diğer fotograflar
Geleneksel mimari ve nefes kesici manzarasıyla süitler, evin geçmişini hala yansıtan sıra dışı dekorasyonuyla, özel aydınlatmalar ve doğal kayalarıyla.
Bizans Imparatorlugu çekilmeye basladiginda Anadolu’nun pek çogu Selçuklular’in eline geçmisti,
Selçuklular daha sonra Uçhisar Kalesi’ni de ele geçirdiler. Yerlilere yeni hanedanligi kabul etmeleri
karsiliginda dokunulmadi, böylece halk yasamaya devam etti ve kale önüne yeni evler yapildi.
Kasaba 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni ilanina kadar hiç degismedi. 1950’lerde kale içerisinde yasayan son ailelerin de ayrilma vakti gelmisti. Yillar boyu oturduklari ve çalistiklari evlerinden çikmaya zorlandilar, fakat bu zorlama savaslar ya da kanunlar tarafindan degil doga ananin kandisinden geliyordu.
Yillar boyu süren erozyon kaleyi zayif ve tehlikeli hale getirmisti. Kale içerisinde tastan oyulmus ve arklarla birbirinden ayrilan yerlesim birimleri vardi, etkileyici bir tastan konak bile bulunyordu. Fakat bu konak 1960’larin basinda kalenini büyük bir kisminin çökmesi sonucu yokoldu. Bu felaketten sonra korunmasiz kalan kalenin iç kismi yagmur ve rüzgarin etkisine maruz kaldi.
Kapadokya’nın bu çeşitli yerlerini ortak bir tarih bağlamaktadır. Bu bölgedeki hızlı gelişim kasabaları küçük şehirlere dönüştürmüştür. Zamanla diğer yerleri de turizmin merkezi haline gelmiştir. Burada sadece dış görünüş değil, gelenekler de zamanla değişmiştir
Kayalari sarmalayan efsaneler hala unutulmamistir. Aksamüstü her yer sessizken ve günes son altin isinlarini köyün üzerine birakirken kalenin görüntüsünü hafizaniza kaziyin, gözlerinizi kapatin ve efsaneleri hayal edin..
Extracts from the book Uçhisar Unfolding by Evelyn Kopp